14 Kasım 2009 Cumartesi

ESKİDEN GÜNÜMÜZE EBRU SANATI



Ebru; OrtaAsya dillerinden Çağatayca’da “hare gibi damarlı” anlamına gelen, EBRE kelimesi sanatın bilinen ilk adıdır. İpek yoku ile İrana gelen sanat, burada Abru (su yüzü) yada Ebri (bulut gibi) olarak isimlendirildi. Türklerle birlikte Anadolu’ya gelen sanat “EBRU” olarak anılmaktadır.
Ebru sanatının nerede ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Başlangıcından günümüze kadar kitap ve kağıt süsleme sanatı olmasının yanısıra cam, seramik, ahşap, kumaş hatta filmlerde özle, ilginç görüntüler elde etmek için fon olarak kullanılmıştır.
Ebrlu desenler; antik çağlardan beri çok beğenilmektedir. Mısır’da bulunan M.Ö. 1365 tarihli cam şişelerde taraklı ve gel-git ebrularını andıran desenlere rastlanmıştır. Çinde Sung Hanedanlığı (960-1279) zamanından kalma bazı çömleklerde battal ebruların benzeri görüntülere rastlanmaktadır. Şüphesiz cam ve çömleğin yapım yöntemleri ile su yüzeyinde yapılan ebruların farkları çoktur.
Aynı yıllarda (10. - 12. YY) Japonyada’da; Sumi ressamlarının fırçalarını temizlemek için batırdıkları suyun yüzünde biriken boyaların başka bir kağıda alınarak bulunduğu tahmin edilen “Suminagaşi” tekniği vardı. Metod olarak ebrulama yöntemine çok benzer. Bu sanat günümüzde halen yaşatılmaktadır. Bilinen en eski örneği “sanjuroku – nin shu” adlı dökümanının ilk sayfasıdır ve 1112 yılına aittir.
Ebrunun Uzakdoğudaki bu ilk örnekleri ile daha sonra Türkler, İranlılar ve giderek batılılar tarafından geliştirilen biçimlerinin arasında bir ilişki olup olunmadığı bilinmiyor. Ancak bu gün bilnen modern ebrunun 13. YY’da Türkistan’da Semerkant’ta ve 14. YY’da İranın doğusundaki Herat yöresinde yapıldığına ilişkin bazı raporlar bulunmaktadır. Ebruda aynen kağıt gibi ipek yolu ve diğer ticaret yollarını kullanarak doğudan batıya yayılmıştır.
Ortaasya’da, İran’da ve Türkiye’de yapılan ebruların kökeni hakkında bu gün ne yazıkki pek az şey biliyoruz. Ancak selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bu tür dekoratif kağıtları yaygın olarak kullandığını, siyasi ve ticari hayatta önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Daha da önemlisi Ebru sanatı Türk sanat eserlerini ortaya çıkarmaları için bir ortam yaratmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel, siyasi ve sosyal yapısının, bir manasıda “bulutumsu” olan bu sanatın parlamasına uygun bir ortam yarattığı açıktır. Bu gelişme uzun zaman sürmüştür. Süleymaniye küthüpanesi’nde ve Topkapı Sarayı’nda 15. Ve 16. YY’lardan kalma el yazmaalrında çok güzel ve gelişmiş örnekler bulunmaktadır.
Topkapı sarayında bulunan, tarihi tesbit edilmiş en eski ebru 1447 yılına aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

simi'nin pasajı