14 Kasım 2009 Cumartesi

Ebru Çeşitleri

BATTAL: Boyaların koyu renkten başlanarak açık renge doğru fırça yardımıyla su üzerine serpilmesiyle elde edilir. Boyalar daha sonra kağıda geçirilir. Basit bir ebru çeşidi gibi görünmekle birlikte boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak özellikle ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay olmamaktadır. Diğer ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal Ebruyu doğru yapmak gerekir.

GEL-GİT: Battal Ebru yapıldıktan sonra ince bir çubuk yardımıyla üzerine paralel çizgiler çekilerek oluşturulur.

ŞAL: Gel-git yapıldıktan sonra teknenin çaprazına doğru, genellikle geniş aralıklı yapılan gelgit sonucu elde edilir. Bu çapraz çizgiler yumuşak ‘s’çizilerek yapılabilir.

SOMAKİ (MERMER) EBRUSU: Gel-Git veya şal Ebrusu üzerine fırça yardımıyla Battal Ebru yapılarak elde edilir.

TARAKLI EBRU: Ebru teknesinin eninden 5 mm. küçük tahtalarla belli aralıklarla dizilmiş toplu iğne tel veya ince çivi ile hazırlanan taraklar kullanılarak yapılır. Önce Gel-Git Ebrusu oluşturulur daha sonra Gel-Git enine hazırlandıysa boyuna boyuna hazırlandıysa enine tarak yardımıyla tarama yapılır. Eğer istenirse üzerine enine veya boyuna " S " harfleri çizilerek taraklı şal ebrusu oluşturulur.

BÜLBÜL YUVASI: genellikle küçük tanelibattal ebrusu yağıldıktan sonra dıştan başlayıp içe doğru istenilen çapta spiraller çizilir. İçten dışa şeklindede yapılabilir. Bız ile tel tek yapılır.

ÇİFT BASKILI EBRULAR: ebrulanmış kağıt kurutulduktan sonra üzerine tekrar ebru uygulanarak yapılır.

HAFİF EBRU: Üzerine daha sonra yazı yazmak için oluşturulan renkleri
soluk ve cansız ebrulardır. Burada yazı ön plana çıkar. Hazırlanan kitreye su ilave etmek ve boyalara da damlalık yardımıyla öd ve su ilave edilerek oluşturulan malzemeyle yapılır.

AKKASE EBRU: Arap zamkı kullanılarak hafif Ebrunun bazı kısımları kapatılır. Sonra daha koyu bir ebru yapılır. Arap zamkı sürülen yerler ikinci boyaları almazlar boş kalan bu yerlere daha sonra yazı veya Tezhip yapılabilir.

KUMLU-KILÇIKLI EBRU: Tekne iyice kullanıldıktan sonra dibinde kalan kitreden bu çeşit ebru yapılır. Kitrenin kirlenmesiyle oluşan mukavemet ve boyadaki su oranının az olmasıyla teknede boyaların çatlaklar oluşturmasıyla elde edilir. En güzelleri lahor çivitinden elde edilir.

HATİP EBRUSU: Zemine Battal Ebru yapılır sonra Hatip Ebrusunda kullanılacak renkler seçilir. Tekneye boyuna ve enine dört-beş adet eşit aralıklarla boya damlatılır içlerine diğer renkler de aynı şekilde damlatılır. Burada boyaların çaplarının eşit olmasına dikkat etmek gerekir. Daha sonra üzerlerine çubuk yardımıyla şekil verilir.

ÇİÇEKLİ ABRULAR: Zemine Battal Ebrusu yapılıp üzerine çubuklar yardımıyla lale gelincik karanfil papatya gibi çiçekler yapılarak hazırlanır.

Ebru Yapmında Kullanılacak Malzemeler


1-TEKNE: içine ebru yapacağımız suyu koyabileceğimiz bir kaptır. Boyutları kullanacağımız kağıtların boyutunda olmalıdır. Çelik tekneler tercih edilir.
2-SU: Eski ebru ustaları yapmur suları kullanırlardı. Kullanacağımız su çok kireçli bir su olmamalıdır, içme suyu tercih edilir. Kaynatılmış su da tercih edilebilir.
3-FIRÇA: Ana malzemleri at kuyruğu ve gül dalıdır. Kullanılacak her renk için ayrı ayrı fırçalara ihtiyaç vardır.
4-KAĞIT: emici özelliği olan her türlü kağıt kullanılabilir.
5-BOYALAR: Geleneksel olarak yoprak boyalar kullanılır. Bunlar doğada bulunan ve bazı metal oksitlerden oluşan rankli tozlar, yada renkli topraklardan elde edilirler.
6-KIVAMLAŞTIRICILAR: Sahlep, deniz kadayıfı, hilbe, keten tohumu, ayva çekirdeği, bamya, çeşitli selülozlar, ve kitre kullanılabilir.
7-DİĞER YARDIMCI ALETLER: Tarak,biz.
8-ÖD: Yüzey gerilimini oluşturur. Boyaların su üzerinde açılarak dibe çokmemesine yardımcı olur. Aynı zamanda boyalara fazla öd katarak tonlarını da açabilirz.

ESKİDEN GÜNÜMÜZE EBRU SANATI



Ebru; OrtaAsya dillerinden Çağatayca’da “hare gibi damarlı” anlamına gelen, EBRE kelimesi sanatın bilinen ilk adıdır. İpek yoku ile İrana gelen sanat, burada Abru (su yüzü) yada Ebri (bulut gibi) olarak isimlendirildi. Türklerle birlikte Anadolu’ya gelen sanat “EBRU” olarak anılmaktadır.
Ebru sanatının nerede ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Başlangıcından günümüze kadar kitap ve kağıt süsleme sanatı olmasının yanısıra cam, seramik, ahşap, kumaş hatta filmlerde özle, ilginç görüntüler elde etmek için fon olarak kullanılmıştır.
Ebrlu desenler; antik çağlardan beri çok beğenilmektedir. Mısır’da bulunan M.Ö. 1365 tarihli cam şişelerde taraklı ve gel-git ebrularını andıran desenlere rastlanmıştır. Çinde Sung Hanedanlığı (960-1279) zamanından kalma bazı çömleklerde battal ebruların benzeri görüntülere rastlanmaktadır. Şüphesiz cam ve çömleğin yapım yöntemleri ile su yüzeyinde yapılan ebruların farkları çoktur.
Aynı yıllarda (10. - 12. YY) Japonyada’da; Sumi ressamlarının fırçalarını temizlemek için batırdıkları suyun yüzünde biriken boyaların başka bir kağıda alınarak bulunduğu tahmin edilen “Suminagaşi” tekniği vardı. Metod olarak ebrulama yöntemine çok benzer. Bu sanat günümüzde halen yaşatılmaktadır. Bilinen en eski örneği “sanjuroku – nin shu” adlı dökümanının ilk sayfasıdır ve 1112 yılına aittir.
Ebrunun Uzakdoğudaki bu ilk örnekleri ile daha sonra Türkler, İranlılar ve giderek batılılar tarafından geliştirilen biçimlerinin arasında bir ilişki olup olunmadığı bilinmiyor. Ancak bu gün bilnen modern ebrunun 13. YY’da Türkistan’da Semerkant’ta ve 14. YY’da İranın doğusundaki Herat yöresinde yapıldığına ilişkin bazı raporlar bulunmaktadır. Ebruda aynen kağıt gibi ipek yolu ve diğer ticaret yollarını kullanarak doğudan batıya yayılmıştır.
Ortaasya’da, İran’da ve Türkiye’de yapılan ebruların kökeni hakkında bu gün ne yazıkki pek az şey biliyoruz. Ancak selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bu tür dekoratif kağıtları yaygın olarak kullandığını, siyasi ve ticari hayatta önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Daha da önemlisi Ebru sanatı Türk sanat eserlerini ortaya çıkarmaları için bir ortam yaratmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel, siyasi ve sosyal yapısının, bir manasıda “bulutumsu” olan bu sanatın parlamasına uygun bir ortam yarattığı açıktır. Bu gelişme uzun zaman sürmüştür. Süleymaniye küthüpanesi’nde ve Topkapı Sarayı’nda 15. Ve 16. YY’lardan kalma el yazmaalrında çok güzel ve gelişmiş örnekler bulunmaktadır.
Topkapı sarayında bulunan, tarihi tesbit edilmiş en eski ebru 1447 yılına aittir.

Ebrunun Felsefesi...

Bazı günler, şafak veya grup vakti ufka bakarsanız; kırmızı, sarı, lacivert ve mavi renklerin en ilahi tonları ile, bulutlardan bir ebru'nun daha doğrusu ebri'nin şekillendiğini görürsünüz. Yine bazı gecelerde, bulutlu semalar kadar geniş bir ebru teknesine, mehtabın, usta fırçasıyla lacivert, mavi ve ışıklı beyazın bütün nüanslarını serpiştiriliverdiğine elbet rastlamışsınızdır.
İşte, sanatkar dedelerimiz, bir anda değişik kaybolan bu semavi güzellikleri yeryüzüne aksettirerek, onların ağaç yeşiline ve toprak rengine olan hasretini giderdikten sonra, bu şahane tabloyu kağıt üstünde de ebedileştirmeyi bilmişlerdir. Bu anlayış içinde Tanrı'sına boyun kesen sanatkarın 'benlik'ten uzaklaşan gönlü, sanki ebru teknesi'nde şekillenmiş gibidir. Artık o zaman büyümeye başlayan ebru teknesi derya kadar genişler, genişler ve bir kainata döner, ebrucunun gönlü gibi...

simi'nin pasajı